27 Eylül 2009 Pazar

Giresunun Yetiştirdikleri

HASAN ALİ YÜCEL
( Milli Eğitim Eski Bakanı)

16 Aralık 1897 yılında İstanbul’da doğdu. Ailesi Görele’nin Daylı köyünden olup, İmamoğulları soyundandır. Babası Ali Rıza Bey Maliye Memurluğu ve Telgraf Müfettişliklerinde bulunmuştur. Dedesi Hasan Ali Bey de Osmanlı İmparatorluğu zamanında Telgraf Nazırlığı (Bakanlığı) yapmıştır.
Hasan Ali YÜCEL, Mektebi Osmani, Vefa İdadisi (Lisesi) ni bitirdikten sonra 1922 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden mezun olmuştur. Aynı yıl öğretmenliğe başlayarak İzmir Öğretmen Okulu, Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul ve Galatasaray Lisesinde Edebiyat öğretmenliklerinde bulundu.
1927 Yılında Maarif (Milli Eğitim) müfettişi oldu. Fransız eğitim sistemini incelemek üzere Bakanlık tarafından Paris’e gönderildi. Türkiye’ye döndükten sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürlüğüne atandı. 1933-1935 yılları arasında Ortaöğretim Genel Müdürlüğü yaptı. 1935 Yılında İzmir’den milletvekili seçilerek TBMM ne girdi ve 3 yıl sonra 1938 yılında Milli Eğitim Bakanı oldu. 1946 yılına kadar 7 yıl 7 ay bu görevini sürdürdü. Bakanlığı döneminde yürüttüğü en büyük reformlardan birisi de 1940 yılında Köy Enstitülerinin kurulmasıdır. Bunun yanında pek çok fakülte ve yüksekokul açmış, Devlet Opera ve Balesini kurmuştur. 500 civarında dünya klasiğinin Türkçe’ye çevrilmesini sağlamış, Türk-İslam Ansiklopedisinin yayınına O’nun zamanında başlanmıştır. 1950 yılında politikaya ara verip İstanbul’a yerleşmiş, Cumhuriyet Gazetesinde makaleler yazmıştır. 1955-60 yılları arası İş Bankası Kültür yayınlarını yönetti. 1958’de “UNESCO Milli Komisyonu Genel Kurul”, “1961 de Kurucu Meclis” üyeliğine seçildi. İstanbul’da 26 Şubat 1964 tarihinde bir kalp krizi sonucu hayata veda etmiştir.
Hasan Ali YÜCEL’in eserlerinden bazıları şunlardır: Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış (1930), Bir Dehanın Romanı (1932), Dönen Ses (1933), Pazartesi Konuşmaları (1937), İçten Dışa (1938), Hürriyete Doğru (1955), Kıbrıs Mektupları (1957) Yakup Kadri (1957), Türkiye’de Ortaöğretim (1938), İyi Vatandaş, İyi İnsan (1956,1971), Edebiyat Tarihimizden (1957) Türkiyede Maarif (1959), Hürriyet Gene Hürriyet (1960-62, 2 cilt), Dinle Benden (1960).
Görele İlçesinde 1 İlkokul ve 1 Cadde O’nun ismini taşımaktadır. Ayrıca Görele İlçesi Cumhuriyet Meydanına 1993 yılında bir büstü dikilerek ebedileştirilmiştir.


--------------------------------------------------------------------------------

MEHMET İZMEN
(Tarım, Ulaştırma ve Savunma Eski Bakanı)

1909 yılında Giresun’un Boztekke köyünde doğmuştur. Siyasal bilgiler Fakültesi mezunudur. Mülkiye müfettişliği yapmış, mesleki incelemeler için Fransa’da bulunmuş, İstanbul Defterdarlığı, Maliye Bakanlığı Müsteşarlığı, Milli Reasürans Umum Müdürlüğü yapmış, Ankara Polis Enstitüsü ile İstanbul İktisat Fakültesinde Maliye ve Muhasebe dersleri vermiştir.
1961 yılında Yeni Türkiye Partisinden senatör seçilen İzmen, 1962 İnönü koalisyonunda Tarım Bakanlığı, 1965 Demirel Hükümetinde Ulaştırma Bakanlığına getirilmiştir. 1966 yılında senatörlüğü sona ermiş, 1968 yılında Cumhurbaşkanınca kontenjan senatörü seçilmiş, 1969 seçimlerinden önce Ulaştırma Bakanlığına getirilmiş, 1972 Ferit Melen hükümetinde de Milli Savunma Bakanlığına getirilmiştir. Milli Savunma Bakanı iken kontenjan senatörlüğünden istifa etmiş, Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Fahri Korutürk tarafından tekrar senatör seçilmiş ve süresi 1974 yılında sona ermiştir.
Aksu Kağıt Fabrikasının yapılması, Giresun Limanının Müstakil Müdürlük olması Giresun’a yapmış olduğu hizmetlerden bazıları olup, 08.01.1986 tarihinde vefat etmiştir.


--------------------------------------------------------------------------------

HAYRETTİN ERKMEN
( Çalışma, Ticaret ve Dışişleri Eski Bakanı)

1915 Yılında Tirebolu’da doğdu. Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdikten sonra Çevre İktisat ve Lozan Hukuk Fakültelerinde tahsil görmüş, İktisat Doktorası yapmıştır. Fransızca ve İngilizce bilmektedir. İstanbul Üniversitesinde Bütçe Asistanı iken 1950 yılında Giresun Milletvekilliğine seçilmiş, 1960 ihtilaline kadar milletvekili kalmış, bu arada Çalışma ve Ticaret Bakanlıklarında bulunmuş, 27 Mayıs İhtilali’nden sonra Yüksek Adalet Divanı’nca mahkum edilmiş, ihtilal hükümetinin affına dair parlamento kararından sonra siyasi haklarına kavuşmuştur. Erkmen 1975 kısmi seneto seçimlerinde Cumhuriyet senetosu A.P. Giresun Üyeliğini kazanmış, ve Dışişleri bakanlığı yapmıştır. 18 Mayıs 1999 da İstanbul’da vefat eden ERKMEN’in mezarı İstanbul Aşiyan Mezarlığındadır.


--------------------------------------------------------------------------------

NİZAMETTİN ERKMEN
( Devlet Eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı)

1919 Yılında Görele’de doğan Nizamettin ERKMEN, İlköğretimini Görele’de, Ortaöğretimini Trabzon’da tamamladı. 1943 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan Erkmen, Giresun Valiliği Maiyet Memurluğu, Yavuzkemal Bucak Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
Vatani görevini tamamladıktan sonra Keşap, Şenkaya, Şebinkarahisar’da Kaymakam Vekilliği; Akseki, Fatsa, Söke, Yalova ilçelerinde de Kaymakam olarak görev yaptı. 1961 Yılında Samsun Hukuk İşleri Müdürlüğü görevinden ayrılarak politikaya atılan Nizamettin ERKMEN, 1961 Genel seçimlerine katıldı ve 1961, 1965, 1973, 1977 seçimlerinde Adalet Partisi Giresun milletvekili seçildi ve 12 Eylül 1980 yılına kadar 19 yıl parlamento’da kalarak Giresun’u temsil etti.
Siyasi yaşamı süresince (milletvekilliği döneminde) Adalet partisi Genel sekreterliği görevini de yürüten Nizamettin ERKMEN, 15 Nisan 1973 yılında kurulan Naim Talu Hükümeti’nde Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yaptı.
İki çocuk babası olan Nizamettin Erkmen 24 Ekim 1990 günü İstanbul’da vefat etti. Mezarı Yalova’daki aile kabristanlığındadır.





--------------------------------------------------------------------------------

DR. BURHAN KARA
(Devlet Eski Bakanı)

1949 Yılında Giresun’un Görele İlçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Giresun’da, Üniversite eğitimini de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamladıktan sonra 1979-80 yılları arasında doktor olarak Duroğlu Beldesi Sağlık Ocağına atandı. 1981-1982 yıllarında Erzurum ilinde tabip asteğmen olarak vatani görevini yaptıktan sonra askerlik dönüşü Dereli İlçesinde serbest tabiplik yaptı. 1983 yılında Giresun’da ANAP Kurucu Üyesi olarak milletvekili seçildi. 17-18-19-20 ve 21. dönemler arasında parlamentoda Giresun İlini temsil etti. 1984–1997 yılları arasında, Sağlık ve Sosyal Yardım Komisyonu Başkanlığı, T.B.M.M. Grup İdare Amirliği, ANAP Genel Başkan Yardımcılığı ve Teşkilat Başkanlığı, Sosyal İlişkiler Başkanlığı yaptı. 1997 - 1999 tarihleri arasında da Devlet Bakanlığı görevinde bulundu. Orta derecede İngilizce bilen, evli ve 2 çocuk babası olan Dr.Burhan KARA halen Giresun Merkezinde bulunan Total Karamehmetoğlu Petrol’ün Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmaktadır.

Gazi Topal Osman Ağa

YARBAY TOPAL OSMAN AĞA
Osman Ağa, Giresun'un Hacı hüseyin mahallesindeki köklü bir aile olan Feridunzadeler' dendir. Annesi Zeynep hanımdır. Osman Ağa ticaretle uğraşırken 1912 yılında Balkan savaşı başlamış, babası askerlik bedelini ödediği halde o, gönüllü bir birlik oluşturarak savaşa katılmıştır. Başarılarından dolayı yarbaylık rütbesine kadar yükselmiştir. Bu savaşlarda sağ ayağından ağır bir şekilde yaralanmış, tedavisinden sonra "GAZİ" ünvanı alarak Giresun'a geri dönmüştür.
GAZİ TOPAL OSMAN AĞA

-1884 Yılında Giresun'un Hacıhüseyin Mahallesinde doğdu.
-1912 Yılında Balkan Harbine gönüllü katıldı. Sağ dizinden yaralanarak sakat kaldı ve 'TOPAL' lakabı ile anılmaya başlandı.
-30 Kasım 1915'te gönüllü olarak Doğu Cephesinde Ruslara karşı savaştı.
-Şubat 1918'de Giresun Belediye Başkanı oldu
-Şubat 1919 Yılında Muhafazai Hukuk-u Milliye Cemiyeti Giresun Şubesini kurdu.
-1919 Yılında İstanbul Hükümeti hakkında tutuklama kararı çıkardı, Tutuklanmamak için Keşap ve Şebinkarahisar yöresine kaçtı.
-29 Mayıs 1919'da Atatürk ile Havzada gizli olarak buluştu.
-5 Haziran 1919'da Arkadaşları ile Pontusçu Rumlar'ın Giresun'daki Rum Mektebine Astıkları Pontus bayrağını indirdi.
-8 Temmuz 1919'da hakkındaki tutuklama kararı Padişah Vahdettin tarafından kaldırıldı.
-Temmuz 1919 'da giresuna geri döndü ve tekrar belediye başkanı ve muhafazai Hukuk-u Milliye Cemiyeti başkanı oldu.
-Temmuz 1919'da Osman Ağaya Kaymakam Baki bey tarafından başarısız bir suikast düzenlendi.
-Şubat 1920'de 'GEDİKKAYA' gazetesini yayınlamaya başladı.
-Eylül 1920'de Giresunlu gönüllüler ile Ermeni harekatını bastırmak üzere Kars'a gitti.
-12 kasım 1920'de Giresun usakları ile birlikte Ankara'da Atatürk'ün muhafızlığına başladılar.
-12 Kasım 1920'deOsman Ağa ve 47. Gönüllü Alayının Koçgiri İsyanını bastırmaları.
-5 Ağustos 1921'de Komutasındaki 47. Giresun Gönüllü Alayı Ankara'ya geldi.
-Ağustos 1922'de 42. ve 47. Gönüllü Alayları Başkomutanlık, Sakarya Meydan Muharebesine katıldılar.
-2 Nisan 1923, Osman Ağa 'nın ölümü ve Cumhuriyet Şehidi olması.
-Nisan 1923, Osman Ağa 'nın Giresun kalesine gömülmesi.
-Mart 1925, Osman Ağa'nın naaşı anıt mezara taşınmıştır.

Osman Ağa Kimdir

Osman Ağa, Giresun'un Hacıhüseyin mahallesindeki Ferudunzadeler ailesindendir. Babası Hacı Mehmet Efendi, Annesi Zeynep hanım olup ailesi ticaret ile uğraşmakta idi. 1912 yılında balkan savaşı başladığına Osman Ağa ticaret işi ile uğraşmakta idi, babası askerlik bedelini ödemesine rağmen O gönüllü birlik oluşturarak savaşa katıldı. Savaşta göstermiş olduğu başarılarından dolayı Yarbaylık rütbesine kadar yükseldi. Bu savaşlarda sağ dizinden yaralanarak Gazi ünvanını aldı. Giresuna döndükten sonra 1.Dünya savaşına katılmış,Batum ve Harşit çayında Ruslara karşı savaşarak, Rusların Harşit çayını geçmelerini engelleyerek Tirebolunun işgalini önlemiş.

Mondros Mütarekesinden sonra Belediye başkanı olmuş, Uzun yıllar bereber yaşayan Ermeni ve Rum işgalci çetelerinin belini gönüllüler kurarak kırmış. Bu Rum ve Ermeni işgalci çeteler,Osmanlı hükümetine Osman Ağa'yı şikayet ederek hakkında tutuklama kararı çıkarttırmışlar, Bunun üzerine Osman Ağa, Şebinkarahisar bölgesine yerleşmiş.

8 Mayıs 1919 tarihinde Yunan Kızılhaç heyetini taşıyan bir Yunan gemisi Giresun'a gelir. Heyet 11Mayıs 1919 tarihinde Taşkışla'ya beyaz renkli Yunan Kızılhaç Bayrağını asar, 5 Haziran 1919 Tarihinde ise Pontus bayrağını asarlar. Bu olaylar üzerine Osman Ağa , Harekete geçerek arkadaşları ile birlikte işgalcilerin bayraklarını indirip, yerlerine Türk bayrağını asarlar.

Osmanlı hükümeti tarafından affedilen Osman Ağa; İzmir ilinin Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine, 17 Mayıs 1919 tarihinde Giresun'da büyük bir miting düzenleyerek işgalci devletleri ve göz yumanları protesto etmiştir.

29 Mayıs 1919 tarihinde Havza'da Mustafa Kemal Atatürk ile gizlice buluşmuş. Bu buluşmadan sonra Atatürk'den aldığı emirler doğrultusunda hareket etmiş, ayrıca bu emirler kendisine güç verdiği için daha rahat hareket etmeye başlamış.

Erzurum Kongeresine Dr Ali Naci DUYDUK ve İbrahi Hamdi Bey'i temsilci temsilci olarak göndermiş. Giresun Askerlik Şubesi Başkanı Hüseyin Avni Alpaslan ve Jandarma Komutanı Hamdi Bey ile anlaşarak,Eylül 1920'de Giresun gençlerinden oluşan 'GİRESUN GÖNÜLLÜLER TABURU'nu kurmuştur.

Kurulan bu tabur ilk önce Ermeni saldırılarında görev almış. 12 Kasım 1920'de Osman Ağa Mustafa Kemal ATATÜRK ile tekrar buluşmuş, Atatürkün korunması içi önce yanındaki on kişiyi, Daha sonrada Giresundan topladığı 100 kişilik muhafız gurubunu Ankara göndermiş. Bu şekilde Atatürkün ilk muhafız birliği Giresunlulardan kurulmuş.

Giresun'da GEDİKKAYA isimli bir gazete çıkartarak, Milletin milli şuurun'un oluşmasını sağlamaya çalişmiş. Bu çalışmaları art niyetli kişiler tarafından engellenmeye çalışılmış.

Giresun Müdafa-i Milliye Başkanı ve Belediye Başkanı sıfatıyla Kasım 1920'de Ankaraya gitmiş,Gerakli emirleri aldıktansonra Giresuna dönerek, 12 Ocak 1921 tarihinde 42. ve 47. Gönüllü Alayların kurulması çalışmalarını başlatmış.

Mart 1921'deki Koçgiri ayaklanması Topal Osman Ağa komutasındaki 47. Gönüllü Alayının büyük katkıları ile bastırılmıştır.

Çorum-Merzifon-Tokat ve Samsun havalisinde Rum ve Ermeni çetelerini tamamen kaldıran Osman Ağa , komutasındaki Gönüllü Alyı ile birlikte Sakarya savaşına katılmıştır. Bu savaşta 42. Alay, Tirebolu'lu Binbaşı Hüseyin Avni Bey Komutasında büyük kahramanlıklar göstermiştir, Taşlıtepe sırtlarını kanlarının son damlasına kadar savunmuşlar.Bu alayın tamamını şehit veren Osman Ağa, Mangaltepe sırtlarında büyük kahramanlıklar göstermiştir.

Trabzon milletvekili Ali Şükrü beyin ölümünden sorumlu tutulmuş, 2 Nisan 1923'de çıkan bir çatışmada 40 yaşında iken vefat etmiş

Mezarı Giresun Kalesindedir.

giresun adası 4

Uluslararası Giresun Aksu Şenliği

Mayıs yedisi adıyla anılan, yılın her yirmi mayıs günü Giresun Aksu Şenliği düzenlenir. ”Giresun Aksu Şenliği Rumi takvime göre yedi mayısa denk geldiği için halk mayıs yedisi demektedir...
Yirmi mayıs günü Halk önce Giresun’un doğusundan denize dökülen Aksu ırmağı kenarında toplanır ve ilkel geleneğe göre soyun sürdürülmesi için çocuğu olmayanlar dilek tutarak sacayaktan geçerler daha sonra denize yedi tane dilek taşı atarlar ve en sonunda bu faaliyetlerini pekiştirmek için ada etrafında tekne ile dolaşırlar. Bazı çocuğu olmayan çiftlerinse Hamza Taşına dua ederek dilekte bulundukları ve dilekleri tutsun diye bir geceyi adada geçirdikleri de bilinen bir gerçektir. Bu ayin veya ibadet sırasında taşa dönerek dua etme, taşın deliklerine çalı çırpı ve bez tutturma, adanın körfezinde boy abdesti alma gibi bir dizi faaliyette icra edilmektedir. Yani ada ve özellikle Hamza Taşı yöre halkı için doğurganlığın ve bereketin bir öğesi olarak algılanmaktadır.
Latince Humuza doğum demektir. Halk arasında zamanla kelime Hamza şeklini almıştır. Hamza Taşına duyulan bu inanışın yalnızca bugün ile sınırlı kalmadığını bölgede daha önceden yaşamış Rum halkının da aynı inançlara sahip olmasından anlayabiliriz. İşte doğumun ve bereketin timsali sayılan Hamza Taşı inancı, kendini Anadolu’nun ilk halkları kabul edilen Luvi ve Hattilerden başlayarak sırasıyla Ceneviz, Roma, Bizanslılara sonrada Müslüman Oğuz, Selçuk ve Türkmenlere kadar tüm halklarda benzer şekilde göstermiş ve taşın kaçınılmaz olarak doğum tanrıçası Kibele için yapılan bir dikit olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir.

ADADA BULUNAN ESERLER

Sinop Psikoposu Phokas adına yapılan 3 katlı Manastır harabesi (manastırın Amazon kraliçeleri Otrere ve Antiope’nin yaptırdığı da söylenir), surlar, gözetleme kulesi, tarihi fırın, tarihi fıçılar ve anfora kalıntıları

KUŞ GÖZLEMİ VE ÇALIŞMALAR

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornotoloji Araştırma Merkezi Desteğiyle adada kuş gözlemi yapılmaktadır. Giresun'da da Kuş Gözlem Grubunu kurup Kızılırmak havzasında eğitime katıldık. Bu sayede adadaki kuş gözlemini sürekli hale getirdik.

NEDEN EKO-TURİZM PLANI

Giresun Adasının, yanlış kullanımından doğan sorunlar karşısında zaman zaman kaybetme tehdiyle kalmış olmamız ve bu tehditlerin bir daha yaşanmaması için SGP-GEF-UNDP'nin desteğiyle Eko-turiz Planını hazırlamaya başladık.

Giresun Adası 3

GİRESUN ADASI, KUŞ ve ÖKA Nesli tehlike altında olan ve adada kışlayan ve üreyen kuşların varlığı nedeniyle ada Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ilan edilmiştir. Alanda kışlayan tepeli patka, karagerdanlı dalgıç ve kadife ördek ile adada üreyen tepeli karabatak alana ÖKA statüsünü kazandırmıştır.

Giresunun Tarihi

Giresun, Anadolu'nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı Karadenizin inci kentlerinden birisidir. Şehir, denize doğru uzanan yarımadanın üzerinde yer almaktadır. Yarımadanın karşısında Karadenizin tek adası olan Giresun Adası (Aretias), kentin bir kolyesi gibi durmaktadır.
Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular tarafından kurulduğunu yazmıştır.
Şehir hakkında Roma, Bizans ve Rum Pontus İmparatorluğu dönemine ait tatminkar bilgiler yoktur.



Eski Anadolu tarihi araştırmalarında, şehir ve kasaba tarihlerinde dil incelemeleri sonucunda, bu bölgede M.Ö. 2000'li yıllardan beri Türk varlığının mevcut olduğu anlaşılmıştır.

M.Ö. 7.y.y.da İskitlerin Karadenize göç etmesi ile Oğuz unsurları da bu bölgeye yerleşmişlerdir. Bu bölgede Oğuz boylarından Yazır, Döğer, Avşar, Karkın, Halaç'ların; Akhun, Kuşan, Peçenek, Hazar, Hun, Kıpçak Türklerinin yerleşimi mevcuttur.

Karadeniz bölgesinde, ilk ve orta çağlarda, İskit, Kimmerler, Hun, Hazar, Bulgar, Uz, Peçenek göçlerinin sonucu Türk iskanının olduğu, Karadeniz ağızlarının fonetik ve morfolojik yapısıyla birlikte yer adlarından da anlaşılır. Giresun'un batı yakasındaki Çıtlakkale mahallesinin adının Deliorman ve Selanik civarından gelerek buraya yerleşmiş olan Türk topluluğu Çıtaklardan geldiği, bölgede konuşulan lehçenin ve kültür unsurlarının Çıtak ve Gagavuz Türklerinin ki ile benzerlik gösterdiği görülür.

Hitit İmparatorluk dönemi tabletlerine dayanan tarihi kaynaklarda, Giresun'un Azzi Bölgesi sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Karadeniz bölgesinde 90'a yakın koloni şehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu şehirlerinin de kurucularıdır. Amaçları bu bölgeyi kendilerine yurt edinmek olmayıp, buraların her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmekti. Bu yüzden yerleşim birimlerinin korunabilecek kısımlarını alıp buralara yerleşmişlerdir.

Çevresinde önemli gümüş ve demir üretim yerleri olan Giresun'a Romalılar tam bir hakimiyet kurmamışlardır. Onların döneminde bu bölgede para basıldığı rivayet edilmektedir. Roma idaresinin ilk dönemlerinde Romalı yazarlardan Ammianus Marcel'e göre Romalı komutan Lucullus buraya geldiğinde yabani kiraz ağaçlarını görmüş ve bu ağacın fidanlarını Roma'ya götürmüştür. Bu bilgi kirazın dünyaya Giresun'dan yayıldığı inancının kaynağı olmakla birlikte Roma'da daha önce de kirazın varolduğu belirtilmektedir. Giresun Romalıların ardından Bizanslıların denetimine geçmiştir.
Bizans egemenliği döneminde Yunan medeniyetinin büyük bir hızla gelişip yayılmasına karşılık, Yunan soyu gittikçe zayıflamıştır. Bu sebeple, Bizans İmparatorları, ülkelerinin içerisinde yaşayan ve başka soydan gelen insanları asimle etmeye çalışmışlar ve bu yolda en çok dil ve dinden yararlanmışlardır. Doğu Karadeniz'in ormanlık alanlardaki kabileleri itaat altına almak için ormanlar kesilerek yollar açılmış, yol boylarına muhafız kulübeleri yapılmış, hatta bir miktar Hıristiyan Bulgar Türk'ü de getirilip bölgeye yerleştirilmiştir. Bizanslılar bu yolda çaba harcarken 705 yılında ilk kez Müslüman Arap orduları bölgeye gelip İslamlığı tanıtmaya başlamıştır.

Anadolu Selçuklu Devletine vergi vermeyi kabul eden ve 1244'te Moğolların egemenliği altına giren Trabzon Türklerin bir eyaleti haline gelmiştir.

Trabzon'a bağlı bulunan Giresun ve çevresi Moğol nüfuzu altına girmiştir. İşte bu sırada, Oğuzların Üçok koluna mensup boylardan biri olan Çepniler; Ordu, Giresun ve Trabzon illeri sınırlarına yerleşmeye başlamışlardır.

Bayram Bey, Ordu ve çevresini kontrol altına alan Çepni Türkmenlerinin beyidir. Oğlu Hacı Emir Bey döneminde bu bölgeye "Bayramlu Beyliği" denilmeye başlanmıştır. O da aynı şekilde Trabzon Rum İmparatorluğunu sıkıştırmaya devam etmiş olup, Hacı Emir Beyin Oğlu Emir Süleyman Bey de, 1397'de Giresun'u fethetmiştir.

Böylece onun zamanında Giresun ve çevresinin fethi ve Türkleşmesi tam manasıyla sağlanmıştır. Bu beylik iç ve dış çatışmalar sonucu zayıflayıp Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin'in hakimiyetine girmiş ve dolayısıyla Giresun da bu devletin sınırları içinde kalmıştır.

Bugüne kadar yanlış bir kanaat olarak Giresun'un Türkleşmesi Fatih Sultan Mehmet'in 1461'de Trabzonu fethiyle beraber gösterilmiştir. Giresun'un Osmanlı Devletine bu tarihte katıldığı doğrudur. Oysa Giresun'un Türkleşmesi 1397'de Bayramlu Çepni Türkmen Beyi Emir Süleyman Beyin Giresun'u fethetmesiyle gerçekleşmiştir. Bu yanlış kanaat yüzünden Giresun'da onun adını taşıyan hiçbir eser bulunmamaktadır. Dolayısıyla Giresun'un ilk fatihi tanınmamaktadır.

kızıl giresun güneşi